All Tom wanted was eight hours of uninterrupted sleep.
- Tom'un bütün istediği sekiz saatlik kesintisiz uykuydu.
Tom got eight hours of uninterrupted sleep.
- Tom kesintisiz sekiz saat uyudu.
This plane flies nonstop to Tokyo.
- Bu uçak Tokyo'ya kesintisiz uçar.
Tom talked nonstop for a full hour.
- Tom tam bir saat boyunca kesintisiz konuştu.
Discussion resumed after a short interruption.
- Kısa bir kesintiden sonra tartışma yeniden başladı.
He doesn't allow interruptions.
- O, kesintilere izin vermez.
The power cuts damaged the computer.
- Elektrik kesintileri bilgisayara zarar verdi.
Many fear that cuts in the defense budget will undermine the military's effectiveness.
- Birçokları, savunma bütçesindeki kesintilerin ordunun etkinliğini baltalayacağından korkuyorlar.
The library near my house is now open only three days a week due to budget cutbacks.
- Evimin yanındaki kütüphane bütçe kesintileri yüzünden şimdi haftada yalnızca üç gün açık.
Many employees had to be laid off due to budget cutbacks.
- Birçok işçi bütçe kesintileri nedeniyle işten çıkarılmak zorundaydı.