Her belongings were undisturbed.
 - Onun eşyaları karıştırılmamıştı.
The last thing I want to do is butt in.
 - Yapmak istediğim son şey karışmaktır.
Don't interfere in private concerns.
 - Özel işlere karışmayın.
Don't interfere with my work.
 - Benim işime karışmayın.
They did not wish to become embroiled in the dispute.
 - Onlar münakaşaya karışmak istemediler.
Don't meddle in his affairs.
 - Onun işlerine karışmayın.
He has no right to meddle in our family's problems.
 - Onun bizim ailenin sorunlarına karışma hakkı yoktur.
Is this patronizing or meddling in someone else's business?
 - Bu başka birinin işinde patronluk taslamak ya da karışma mıdır?
I don't have any intention of meddling into your affairs.
 - Benim senin işlerine karışmak gibi bir niyetim yok.
I often confuse Spanish vowels.
 - İspanyolcadaki sesli harfleri sık sık karıştırıyorum.