The blood pressure can't be determined.
- Kan basıncı sabitlenemez.
My blood pressure is 155 over 105.
- Kan basıncım 155'e 105.
It's like a vendetta now.
- O, şimdi bir kan davası gibi.
Tom needs a blood transfusion.
- Tom'un bir kan nakline ihtiyacı var.
Tom was given a blood transfusion.
- Tom'a kan nakli yapıldı.
He has to have his blood pressure taken every day.
- O, her gün kan basıncı ölçtürmek zorundadır.
You cannot be a blood donor.
- Sen bir kan verici olamazsın.
There is an urgent need for blood donations.
- Kan bağışı için acil bir ihtiyaç var.
I didn't donate blood.
- Kan bağışında bulunmadım.
I didn't expect more bloodshed.
- Daha fazla kan dökmek istemedim.
I just don't want there to be any bloodshed.
- Sadece herhangi bir kan dökme olmasını istemiyorum.
vampirler kan emer.
Göderce muhtarının kızıyla kan kardeşi olduk, dedi.- N. Cumalı.