Saçımı taramak zorundayım.
- I have to comb my hair.
Ertesi gün, Sophie oyuncak bebeğini taradı ve giydirdi çünkü arkadaşları geliyorlardı.
- The following day, Sophie combed and dressed her doll because her friends were coming over.
Saçımı taramak için bir aynaya ihtiyacım var.
- I need a mirror to comb my hair.
Saçımı taramak zorundayım.
- I have to comb my hair.
Eğer kelsen neden bir tarak kullanmaya ihtiyacın var?
- Why do you need a comb if you're bald?
Kel bir adama tarak almayı önerme.
- Don't recommend a bald guy to buy a comb.
Ayakkabılarını cilaladıktan sonra, Tom dişlerini fırçaladı ve saçını taradı.
- After polishing his shoes, Tom brushed his teeth and combed his hair.
Bu tarakla saçlarımı fırçalamayı severim.
- I like to comb my hair with this comb.
While she sat on the cliff and combed her hair, she sang a wonderfully beautiful song.
- Während sie auf dem Felsen saß und ihr Haar kämmte, sang sie ein wunderschönes Lied.
I brush my teeth; I comb my hair.
- Ich putze mir die Zähne; ich kämme mich.