Definition of kısaca in Turkish English dictionary
- shortly
The secretary answered me shortly.
- Sekreter beni kısaca cevapladı.
Describe yourself shortly in Chinese.
- Çince kısaca kendinizden bahsedin.
- briefly
She glanced briefly at the newspaper.
- Gazeteye kısaca göz attı.
Tell me, briefly, what happened.
- Bana kısaca ne olduğunu anlat.
- in short
In short, I disagree.
- Kısacası, ben katılmıyorum.
In short, all our efforts resulted in nothing.
- Kısacası, tüm çabalarımız boşa gitti.
- shortly, briefly, in short; quite short
- in short, briefly
- for short
Margaret is called Meg for short.
- Margaret'e kısaca Meg denir.
One of the most important parts of game design is the graphical user interface, or GUI for short.
- Oyun tasarımının en önemli bölümlerinden biri de kısaca grafik kullanıcı arayüzü veya GUI'dir.
- in a nutshell
- nutshell
- curtly
- brief
In brief, you should have accepted the responsibility.
- Kısacası, sorumluluğu kabul etmeliydin.
Tell me, briefly, what happened.
- Bana kısaca ne olduğunu anlat.
- quite short
- in fine
- concisely
- short
Margaret is called Meg for short.
- Margaret'e kısaca Meg denir.
The project, in short, was a failure.
- Proje, kısaca, bir başarısızlıktı.
- fleetingly
- in brief
He gave his reasons in brief.
- O kısaca gerekçelerini gösterdi.
It was a long letter, but in brief, he said, No.
- Uzun bir mektuptu, ama kısaca Hayır. dedi.
- concise
- in short course
- kısaca anlatmak
- to hit sb/sth off
- kısaca belirterek
- put in a nutshell
- kısaca gözden geçirme
- overview
- özet, özet olarak, kısaca, öz
- In summary, in brief, brief, concise
