kösele

Turkish - English

Definition of kösele in Turkish English dictionary: leather; (Ticaret) cowhide leather; {i} welt
kösele ile kaplamak: leather
kösele ayakkabı: leather shoes
kösele taban: leather soles
kösele gibi: coriaceous
kösele gibi: leathery
kösele gibi leathery, tough: (food)
kösele gibi sert eller: leathery hands
kösele salmastra: leather packing
kösele suratlı: (Konuşma Dili) shameless (person)
kösele yontma: skive
kösele yontma bıçağı: skiver
postu işleyip kösele yapmak: taw

Turkish - Turkish

Definition of kösele in Turkish Turkish dictionary: Ayakkabı tabanı, bavul, çanta yapımında kullanılan, büyükbaş hayvanların işlenmiş derisi; Köseleden yapılmış olan; Ayakkabı tabanı, bavul, çanta yapımında kullanılan, büyük baş hayvanların işlenmiş derisi; Büyükbaş hayvanların işlenmiş derisi; mostra; gön; gusale
kösele suratlı: Utanmaz, sıkılmaz
kösele taşı: Kunduracıların, üstünde kösele dövdükleri taş
kösele taşı: Mermerleri parlatmakta kullanılan kefeki taşı
kösele taşı: Avadanlıkların ağızlarındaki pürüzleri düzeltmek ve inceltmek için kullanılan bir tür taş

kösele

Hyphenation

kö·se·le

History

Favorites