kömürlü

listen to the pronunciation of kömürlü
Turkish - English
carboniferous
carbonous
kömür
{i} coal

The vessel was loaded with coal, lumber, and so on. - Gemi kömür, kereste, ve benzeri şeylerle yüklüydü.

Last year's output of coal fell short of the standard. - Geçen yılın kömür çıktısı standardın gerisinde kaldı.

kömürlü filaman
carbonized filament
kömür
{i} charcoal

Tom does not know the difference between charcoal and carbon. - Tom kömür ve karbon arasındaki farkı bilmiyor.

Coal, charcoal, coal coke and petroleum coke are used as fuels. - Kömür, mangal kömürü, kok kömürü ve petrol koku yakıt olarak kullanılmaktadır.

kömür
coal-
kömür
brush
kömür
coal-black
kömür
coal; charcoal
kömür
char

The detectives walked through charred ruins of the factory. - Dedektifler fabrikanın kömürleşmiş kalıntılarında yürüdüler.

Coal, charcoal, coal coke and petroleum coke are used as fuels. - Kömür, mangal kömürü, kok kömürü ve petrol koku yakıt olarak kullanılmaktadır.

kömür
briquette
Turkish - Turkish
Birleşiminde kömür olan
Yakıt olarak kömür kullanan
Kömür
(Osmanlı Dönemi) FEHÎM
Kömür
fahm
Kömür
(Osmanlı Dönemi) BÜCAL
kömür
Koyu siyah rengi belirtmek için kullanılır
kömür
Karbonlu maddelerin kapalı ve havasız yerlerde için için yanmasından veya çok uzun süre derin toprak katmanları altında kalıp birtakım kimyasal değişmelere uğramasından oluşan, siyah renkli, bitkisel kaynaklı, içinde yüksek oranda karbon bulunan katı yakıt
kömür
Havasız ortamda kalan bitkilerin nem, basınç ve sıcaklık etkisiyle bozunarak oluşturdukları yanıcı, kara-kahve renkli, katı özdek
kömür
Koyu siyah renkte olan