O onu sadece onu kızdırmak için yapıyor.
 - She is doing that only to annoy him.
Facebook her zaman promotörleri kızdırmak için bir yol bulur.
 - Facebook always finds a way to annoy promoters.
Ailem aptal şeyler hakkında tartışmayı sürdürüyor. Bu çok can sıkıcı!
 - My parents keep arguing about stupid things. It's so annoying!
Bu gerçekten can sıkıcı.
 - It's really very annoying.
Şehir yaşamının gürültüsü beni çok sinirlendiriyor.
 - The noise of city life annoys me greatly.
Çocuk soruları ile onu sinirlendirmişti.
 - The child annoyed her with questions.