initial time, initial experience, initial occurrence

listen to the pronunciation of initial time, initial experience, initial occurrence
English - Turkish

Definition of initial time, initial experience, initial occurrence in English Turkish dictionary

first time
(Bilgisayar) ilk sefer

Bu benim ilk seferim değil. - It's not my first time.

Daha önce burada bulundun mu? Hayır, bu benim ilk seferim. - Have you been here before? No, It's my first time.

first time
ilk defa

Korkunç gürültü ilk defa gelen birini şaşırttı. - The fearful noise astonished anyone coming for the first time.

Eski arkadaşlarımdan biri uzun süredir ilk defa beni ziyaret etti. - An old friend of mine dropped in on me for the first time in ages.

first time
ilk kez

Paris'e ilk kez gitti. - He went to Paris for the first time.

Ben, beş yıl içinde, ilk kez Yoshida ile görüştüm. - I saw Yoshida for the first time in five years.

first time
ilk olarak

Dünya nüfusu ilk olarak 1804'te bir milyara ulaştı. - The world population reached one billion for the first time in 1804.

Onunla ilk olarak ne zaman tanıştığımı hatırlamıyorum. - I don't remember when the first time I met him was.

English - English
first time