Tom hâlâ biraz yaralı.
 - Tom is still a little sore.
Tom hâlâ biraz yaralı.
 - Tom is still a little sore.
Hemşireler yatak yaralarını önlemek için düzenli olarak hastayı çevirdi.
 - The nurses turned the patient regularly in order to prevent pressure sores.
Tom ağrıyan ayağını ovaladı.
 - Tom rubbed his sore feet.
Benim ağrıyan bir boğazım var. Senin öksürük kesicin var mı?
 - I have a sore throat. Do you have a cough drop?
Tom ağrıyan ayağını ovaladı.
 - Tom rubbed his sore feet.
Tom'un boğazı ağrıyor.
 - Tom has a sore throat.
Hâlâ öfkeli değilsin, değil mi?
 - You're not still sore, are you?