O sık sık ahmakça sorular sorar.
- She often asks silly questions.
O her zaman aptal sorular soruyor.
- He's always asking silly questions.
Ebeveynlerinin görüşü onun kazandıklarını aptal bir kıza harcamasıydı.
- His parents' view was that he was wasting his earnings on a silly girl.
Sen şimdi bir film yıldızı mısın? Hayır, salak.
- Are you a movie star now? No, silly.
Şapkan saçma görünüyor.
- Your hat looks silly.
Saçmalama, onu yapamam.
- Don't be silly. I can't do it.
Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.
- It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day.
Size böyle aptalca bir soru sorduğum için utanıyorum.
- I'm ashamed to ask you such a silly question.
This supremely gifted kid told me that in the early elementary grades, the songs sung in music class were so inane that he wanted to skip grades already! Eventually he did, so better late than never.