Onu başarılı bir şekilde ikna ettim ve flört ettik.
- I successfully persuaded her and we went on a date.
Sadece bir tane hayatın var. Onu mutlu ve başarılı bir şekilde yaşa.
- You only have one life. Live it happily and successfully.
O, sınavı başarıyla geçti.
- He successfully passed the exam.
Postanız başarıyla gönderildi.
- Your mail has been successfully sent.
Tom başarılı bir biçimde tüm eyaletteki oyların yaklaşık yüzde sekseninin desteğini alacak duruma erişti.
- Tom successfully carried the state with nearly sixty percent of the total statewide vote.
Onlar bombayı başarılı bir biçimde etkisiz hale getirdiler.
- They've defused the bomb successfully.
Tom programı başarılı olarak tamamladı.
- Tom successfully completed the program.
Onlar bunu başarılı olarak yaptı.
- They did it successfully.