Tom'un dışında birinin o işi almayı istemesi pek olası değil.
 - It's unlikely that anyone besides Tom would consider taking that job.
Mary ve John'un dışında odada kimse yoktu.
 - There was no one in the room besides Mary and John.
Diğer endişelerime ek olarak, bu olmak zorunda.
 - In addition to my other worries, this has to happen.
İngilizceye ek olarak Fransızca eğitimi de alıyorum.
 - I study French in addition to English.
İngilizcenin yanı sıra iki dil bilmekte.
 - He speaks two languages besides English.
Bunun yanı sıra, nasıl dans edilir bilmiyorum.
 - Besides that, I don't know how to dance.
Beni kiralamasına ilave olarak, bana biraz öğüt verdi.
 - In addition to hiring me, he gave me a piece of advice.
Düzenli testler almaya ek olarak, bizim uzun bir deneme teslim etmemiz gerekiyor.
 - In addition to taking the regular tests, we have to hand in a long essay.
Ayrıca çeşitli konular hakkında konuşmakla çok fazla zaman kaybedeceğiz.
 - Besides, we will lose too much time to talk about the various topics.
Gitmek istemiyorum ve ayrıca çok geç.
 - I don't want to go, and besides it's too late.
Şimdi çok geç oldu. Üstelik, yağmur yağmaya başlıyor.
 - It's too late now. Besides, it's starting to rain.
Sir Winston Churchill, büyük bir devlet adamı olmanın yanı sıra, büyük bir yazardı.
 - Besides being a great statesman, Sir Winston Churchill was a great writer.
Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı.
 - In addition to mathematics, physics and astronomy, Newton also had an interest in alchemy, mysticism and theology.
... I think in addition to the track jacket, all the Googlers ...
... by spammers from the Pearl River Delta. In addition to that, you're going to have ...