ilk bakışta

listen to the pronunciation of ilk bakışta
Turkish - English
at first glance

The two buses resemble each other at first glance. - İlk bakışta bu iki otobüs birbirine benziyor.

I recognized Mr Jones at first glance. - İlk bakışta Bay Jones'u tanıdım.

at first sight

I recognized her at first sight. - Ben onu ilk bakışta tanıdım.

Our peoples have more in common than can be seen at first sight. - Bizim halkların ilk bakışta görülebilenden daha çok ortak yönleri var.

(Hukuk) prima facie
at first blush
at first view
on first sight
at first appearance
ilk bakışta aşk
Love at the first sight
ilk bakışta olan
prima facie
ilk bakışta tanıma
recognition at a glance