ich liebe das leben

listen to the pronunciation of ich liebe das leben
German - Turkish

Definition of ich liebe das leben in German Turkish dictionary

leben
yaşamak

Tom Boston'da yaşamak istemiyor. - Tom will nicht in Boston leben.

Ben, İzlanda'da yaşamak istiyorum. - Ich möchte auf Island leben.

Leben
yaşam

Mars'ta yaşam var mı? - Gibt es Leben auf dem Mars?

Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır. - Solange es Leben gibt, gibt es Hoffnung.

Leben
hayat

Ben hayatımda öğrenmem gereken her şeyi bir kardan adamdan öğrendim. - Alles, was man über das Leben wissen muss, habe ich von einem Schneemann gelernt.

Doktor hayatımı kurtardı. - Der Arzt hat mein Leben gerettet.

Leben
hayatın
Leben
hayattan
Leben
yaşayan
Leben
bir yaşam
Leben
yasa
Leben
hayatları
Leben
hayata
Leben
yaşamakta
Leben
ömürlü

Seveceksen ömürlük sev yalnızca bir günlük değil! - Wenn du liebst, liebe ein Leben lang und nicht nur einen Tag!

Leben
beraber yaşamak
Leben
yaşantı
Leben
yaşamı
Leben
hayatında
leben
ması
leben
varlığını sürdürmek
leben
yaşarlar
leben
canl
leben
masik
leben
yaşar
Leben
ömür

Seveceksen ömürlük sev yalnızca bir günlük değil! - Wenn du liebst, liebe ein Leben lang und nicht nur einen Tag!

Birçok ülkede en yüksek ceza ömür boyu hapistir. - In vielen Ländern ist die lebenslange Freiheitsstrafe die Höchststrafe.

leben
v. 'le: bın yaşamak
leben
{'le: bın} yaşamak
leben
yaşamak; hayatta olmak; oturmak, ikamet etmek; beslenmek
leben
hayatta olmak
leben
hayat sürmek
German - English

Definition of ich liebe das leben in German English dictionary

Leben
life
Leben
lifetime
Leben
lives
Leben
livings
Leben
living
Leben
liveliness
Leben
vibrancy (of a thing)
leben
to be alive
leben
to shack
Leben
life of
leben
life, living
leben
live out

Fish cannot live out of water. - Fische können außerhalb des Wassers nicht leben.

My parents live outside the city. - Meine Eltern leben außerhalb der Stadt.