i̇ktisat

listen to the pronunciation of i̇ktisat
English - English

Definition of i̇ktisat in English English dictionary

normatif iktisat
İktisadi ilişkileri olan değil, olması gereken açısından inceleyen, iktisadi hayatta neyin olduğunu değil, neyin olması gerektiğini araştıran ve bulguları arasında toplumsal fayda açısından bir sıralama yapan iktisat dalı. Normatif iktisadın değer yargılarına yer verdiği, sonuçlarının test edilmesinin mümkün olmadığı, oysa pozitif iktisadın subjektif değer yargılarına yer vermediği, bulgularının doğru veya yanlışlığının ortaya konabildiği genellikle kabul edilmekle birlikte; esasen pozitif iktisadi çözümlemelerin de araçlar ve varsayımlar düzeyinde örtük olarak değer yargıları içerdiği, dolayısıyla hiç bir çözümlemede tam tarafsızlık ve objektiflikten bahsedilemeyeceği de savunulmaktadır
Turkish - Turkish

Definition of i̇ktisat in Turkish Turkish dictionary

iktisat
Ekonomi
iktisat
(Osmanlı Dönemi) tutumluluk, birşeyi gâyesine en uygun şekilde kullanma
İKTİSAT
(Hukuk) Ekonomi, tutumlu olma, tutumluluk
iktisat nazırlığı
Ekonomi Bakanlığı
iktisat nazırı
Ekonomi Bakanı
normatif iktisat
İktisadi ilişkileri olan değil, olması gereken açısından inceleyen, iktisadi hayatta neyin olduğunu değil, neyin olması gerektiğini araştıran ve bulguları arasında toplumsal fayda açısından bir sıralama yapan iktisat dalı. Normatif iktisadın değer yargılarına yer verdiği, sonuçlarının test edilmesinin mümkün olmadığı, oysa pozitif iktisadın subjektif değer yargılarına yer vermediği, bulgularının doğru veya yanlışlığının ortaya konabildiği genellikle kabul edilmekle birlikte; esasen pozitif iktisadi çözümlemelerin de araçlar ve varsayımlar düzeyinde örtük olarak değer yargıları içerdiği, dolayısıyla hiç bir çözümlemede tam tarafsızlık ve objektiflikten bahsedilemeyeceği de savunulmaktadır
milli iktisat
Ulusal ekonomi
English - Turkish

Definition of i̇ktisat in English Turkish dictionary

iktisat tarihi
(Ekonomi) Economics History