The cook prepares different dishes every day.
 - Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.
You should prepare for the worst.
 - En kötüsü için hazırlanmalısın.
She is busy preparing for the trip.
 - O yolculuk için hazırlanmakla meşgul.
He is busy preparing for the examination.
 - O, sınava hazırlanmakla meşgul.
He has drawn up a will.
 - O, bir vasiyetname hazırladı.
She prepared the meal in a very short time.
 - O, çok kısa bir sürede yemeği hazırladı.
He prepared his speech very carefully.
 - Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.