Tom benim yakın bir akrabam.
 - Tom is a close relative of mine.
Tüm akrabalarım bu şehirde yaşıyor.
 - All my relatives live in this city.
Profesör dün güneş enerjisi konulu bir konferans verdi. Ben Göreceli Risk konulu bir konferans verdim.
 - The Professor gave a lecture on solar energy yesterday. I gave a lecture on Relative Risk.
Einsteine göre her şey göreceli.
 - According to Einstein, everything is relative.
Nispi nem oranını ölçmek için, bir psikrometre kullanabilirsiniz.
 - You can use a psychrometer to measure relative humidity.
Yakında yaşayan bir yabancı uzakta yaşayan bir akrabadan daha iyidir.
 - A stranger living nearby is better than a relative living far away.
Tom ve Mary yakın akrabadırlar.
 - Tom and Mary are close relatives.