O, şiiri ezberlemede güçlük çekmedi.
 - She had no difficulty in learning the poem by heart.
Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian.
 - I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.
Planı gerçekleştirmede biraz zorlukla karşılaşacaksınız.
 - You'll find some difficulty carrying out the plan.
Bu tür müzik, daha yaşlı insanların anlamakta zorluk çektiği bir şeydir.
 - This kind of music is something that older people have difficulty understanding.
Biz zorluk olmadan sorunun üstesinden gelebiliriz.
 - We can get over the problem without difficulty.
Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi.
 - He had no difficulty in solving the problem.
Eğer herhangi bir sıkıntın olursa, benden yardım iste.
 - If you have any difficulty, ask me for help.
Ben İngiltere'deyken İngilizce konuşmakta büyük sıkıntı yaşadım.
 - When I was in England, I had great difficulty trouble in speaking English.