Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

half of a standard measure; frequently used for half a pint of beer or cider

listen to the pronunciation of half of a standard measure; frequently used for half a pint of beer or cider
English - Turkish

Definition of half of a standard measure; frequently used for half a pint of beer or cider in English Turkish dictionary

half
ara

Dr. Svensen konuyu öyle geniş bir şekilde araştırdı ki onun kaynakçası kitabının yarı ağırlığını oluşturuyor. - Dr. Svensen researched the issue so extensively that his bibliography makes up half the weight of his book.

Senin evinin ve benimkinin arasında orta noktada buluşalım. - Let's meet halfway between your house and mine.

half
(pul/içecek/bilet/vb.) yarım
half
buçuk

Saat altı buçukta döneceğim. - I'll return at half past six.

Tom sekiz buçuk yıl önce ailesiyle birlikte Japonya'ya geldi. - Tom came to Japan eight and a half years ago with his parents.

half
yarı

İşini yarıda bırakma. - Don't leave your work half done.

Sözlük, yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor. - The dictionary contains about half a million words.

half
{i} yarım

Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı. - He began his meal by drinking half a glass of ale.

Yarım saat koşmaya devam etti. - He run on for half an hour.

half
yarımhalf brother üvey erkek karde
half
yarı yarıya

Tom'un dans etmeye başlayacağını yarı yarıya umuyordum. - I half expected Tom to start dancing.

Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı. - His income was diminished by half after retirement.

half
kısmen

Tom sadece kısmen şaka yapıyordu. - Tom was only half joking.

half
{i} yarım, yarı: Two halves make a whole. İki yarım bir bütün eder. half an apple yarım elma. Half the students have come
half
yarım buçuk yarı
half
{i} devre

Bu araba, motor silindirlerinin yarısını devre dışı bırakabilir. - This car can deactivate half of its engine's cylinders.

half
{ç} halves (hävz)
half
(zarf) yarı, yarı yarıya, hemen hemen, neredeyse
half
{i} yarı saha
half
hemen hemen
English - English
half

I went to the bar where I bought a pint and two large brandies. ... Not brandy, she replied, but I could use a long drink - maybe a half of lager..

half of a standard measure; frequently used for half a pint of beer or cider

    Hyphenation

    half of a stand·ard measure; fre·quent·ly used for half a pint of beer or ci·der

    Pronunciation

Favorites