hırsları

listen to the pronunciation of hırsları
Turkish - English

Definition of hırsları in Turkish English dictionary

hırs
greed

The earth can satisfy our needs but not our greed. - Dünya ihtiyaçlarımızı tatmin edebilir ancak hırsımızı değil.

He is selfish and greedy. - O bencil ve hırslıdır.

hırs
passion

She is very intelligent and passionate. - O çok zeki ve hırslı.

I have always been very passionate about politics. - Politika konusunda daima çok hırslı oldum.

hırs
{i} ambition

She realized her ambition to become a great scientist. - O, onun büyük bir bilim adamı olma hırsını anladı.

Ambition drove him to murder. - Hırs onu cinayete sürükledi.

hırs
{i} desire
hırs
{i} mettle
hırs
lust
hırs
rage
hırs
mammon
hırs
rapaciousness
hırs
avidity
hırs
{i} anger
hırs
greediness
hırs
avarice
hırs
cupidity
hırs
passion, ambition, avarice, greed; fury, anger, rage
hırs
glow
hırs
voracity
hırs
rapacity
hırs
fire
hırs
forwardness
hırs
powerful desire (to attain a particular end), ambition
hırs
avid

She is an avid reader. - O hırslı bir okuyucu.

Tom is an avid fisherman. - Tom hırslı bir balıkçı.

Turkish - Turkish

Definition of hırsları in Turkish Turkish dictionary

HIRS
(Osmanlı Dönemi) Saklamak
Hırs
(Osmanlı Dönemi) KELB
Hırs
(Osmanlı Dönemi) ŞEAF
Hırs
(Osmanlı Dönemi) HELA'
hırs
Ayı
hırs
Sonu gelmeyen istek, aşırı tutku
hırs
Sonu gelmeyen istek, aşırı tutku. Öfke, kızgınlık: "Hırsımdan bazılarına tablomu bedava verdim, alın, götürün diye bağırdım."- H. C. Yalçın
hırs
Öfke, kızgınlık