Konuşmam ve dinlemem, yazım kadar iyi değildir.
- My speaking and listening are not as good as my writing.
Tom yaratıcı yazım dersi aldı.
- Tom took a creative writing class.
O şimdi bir mektup yazıyor.
- She is writing a letter now.
Gerçekten bu anlaşmayı yazılı olarak kayıt altına almanız gerekir.
- You really should get this agreement down in writing.
İngilizce yazarken, nadiren hata yapar.
- When writing English, she rarely makes a mistake.
Birkaç hata dışında yazınız iyi.
- Your writing is good except for a few mistakes.
Taro, dönem ödevi yazıyor.
- Taro is writing a term paper.
Bir mektup yazıyorum.
- I'm writing a letter.
Elle mektuplar yazarak çok zaman harcıyoruz.
- We're eating up a lot of time writing letters by hand.
O yazarak hayatını kazanır.
- He earns his living by writing.
Eşcinsellikle ilgili birçok yazılı eser vardı.
- There were a lot of writings about homosexuality.
Bir mektup yazmıyorum.
- I am not writing a letter.
O şimdi bir mektup yazıyor.
- She is writing a letter now.
Tom son üç yıldır yaratıcı yazarlık eğitimi veriyor.
- Tom has been teaching creative writing for the past three years.
O da bir kitap yazıyor.
- She's also writing a book.
O şimdi bir kitap yazıyor.
- He's writing a book now.
Eşcinsellikle ilgili birçok yazılı eser vardı.
- There were a lot of writings about homosexuality.
Yazı yazmaktan usandım.
- I'm tired of writing.
Fotoğrafçılık ışık ile yazı yazmaktır.
- Photography is writing with light.