Today, we are going to unravel the mystery of the English subjunctive.
- Bugün, İngilizce dilek kipinin gizemini çözeceğiz.
He had no difficulty explaining the mystery.
- O, gizemi açıklamada zorluk çekmedi.
Russia is a riddle wrapped in a mystery inside an enigma.
- Rusya, bir muammanın içindeki gizemle sarılmış bir bilmece.
He couldn't think where to hide it.
- Onu nereye gizleyeceğini düşünemedi.
She tried to hide her mistake from us.
- O, hatasını bizden gizlemeye çalıştı.
The cat lay hidden in the bushes.
- Kedi çalıların içinde gizlenmiş yatıyordu.
The sun was hidden in the moon's shadow.
- Güneş ayın gölgesine gizlenmişti.
We can normally conceal our thoughts from others.
- Biz normalde düşüncelerimizi başkalarından gizleyebiliriz.
She concealed the fact that she used to be a salesgirl.
- O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti.
The thief disguised himself as an old lady.
- Hırsız yaşlı bir kadın olarak kendini gizledi.
She disguised herself as him.
- O, kendini o olarak gizledi.
I didn't mean to keep it secret.
- Bunu gizli tutmak niyetinde değildim.
The secret service guards him against attack.
- Gizli servis onu saldırıya karşı koruyor.
Tom isn't very good at concealing his feelings.
- Tom hislerini gizlemede çok iyi değildir.
Tom isn't very good at concealing the way he really feels.
- Tom gerçekten hissettiği şekli gizlemede çok iyi değildir.
Tom concealed his pistol under his coat.
- Tom silahını paltosunun altında gizledi.
She concealed the fact that she used to be a salesgirl.
- O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti.
She disguised herself as him.
- O, kendini o olarak gizledi.
The thief disguised himself as an old lady.
- Hırsız yaşlı bir kadın olarak kendini gizledi.