Vay, nasıl da büyümüşsün!
- My, how you've grown!
Kendi sorunlarınızla yüzleşecek kadar büyümüşsünüzdür.
- You're grown up enough to face your own problems.
O çocuk sanki bir yetişkin gibi konuşuyor.
- That boy talks as if he were a grown up.
Çocuk bir yetişkine benziyordu.
- The boy looked like a grown-up.
Küba'da çok şeker kamışı yetiştirilir.
- A lot of sugar cane is grown in Cuba.
Tom yıllardır buğday yetiştirdi.
- Tom has grown wheat for many years.