gezüchtet

listen to the pronunciation of gezüchtet
English - Turkish

Definition of gezüchtet in English Turkish dictionary

grown
büyümüş

Vay, nasıl da büyümüşsün! - My, how you've grown!

Kendi sorunlarınızla yüzleşecek kadar büyümüşsünüzdür. - You're grown up enough to face your own problems.

bred
well terbiye görmüş
bred
ill görmemiş
bred
yavrulamak
cultivated plants
(Tarım) kültür bitkileri
grown
{s} olmuş
bred
s_h.besle+e.yavrula
grown
yetişkin

O çocuk sanki bir yetişkin gibi konuşuyor. - That boy talks as if he were a grown up.

Çocuk bir yetişkine benziyordu. - The boy looked like a grown-up.

grown
{f} yetiştir

Küba'da çok şeker kamışı yetiştirilir. - A lot of sugar cane is grown in Cuba.

Tom yıllardır buğday yetiştirdi. - Tom has grown wheat for many years.

bred for
için yetiştirilmiş
bred
f., bak. breed
bred
büyüt/yay/üre/besle
bred
cinsi karışmış
bred
breed bred out dejenere olmuş
grown
grownups yetişkinler
grown
f., bak. grow. s. yetişkin
grown
grownup yetişkin kimse
grown
grow ol/büyüt/büyü
grown
büyümüş grownup büyümüş
grown
yetişmiş