geschäftsmann

listen to the pronunciation of geschäftsmann
German - Turkish
-leute r. gı'şeftsman işadamı
-leute {gı'şeftsman} r işadamı
işadamı
iş sahibi
English - Turkish

Definition of geschäftsmann in English Turkish dictionary

businessman
(isim) işadamı
tradesman
{i} esnaf

Kötü bir esnaf aletlerini suçlar. - A bad tradesman blames his tools.

Avustralya'da ocak ayında esnaf hizmetini almak mümkün değildir. Onların hepsi tatildedirler. - It is impossible to obtain the services of a tradesman in January in Australia. They are all on holiday.

business executive
iş idarecisi
businessman
işadamı

Bir işadamı olmasının yanında, o bir müzisyen de. - Besides being a businessman, he is a musician.

Hans Alman bir işadamıdır. - Hans is a German businessman.

businessman
iş adamı

Babam bir iş adamıdır. - My father is a businessman.

İyi bir iş adamı nasıl para kazanacağını bilir. - A good businessman knows how to make money.

tradesman
satıcı
tradesman
dükkâncı
tradesman
tacir
businessman
işadam

Tom, başarılı yakışıklı bir işadamıydı. - Tom was a successful handsome businessman.

Tom saygın bir işadamıdır. - Tom is a respectable businessman.

businessman
{ç} busi.ness.men (bîz'nîsmen)
tradesman
{i} işyeri sahibi
tradesman
{i} meslek erbabı
tradesman
esnaf adam
tradesman
{i} (bir) esnaf; dükkâncı; zanaatçı
tradesman
{i} tüccar
German - English
businessman

My grandfather was quite a learned man for his time and place but he just wasn't cut out to be a businessman. - Mein Großvater war ein gut ausgebildeter Mann für seine Zeit und seine Verhältnisse, aber er war nicht gerade geeignet als Geschäftsmann.

Learning Klingon will be of great use for his career as a businessman. - Klingonisch zu lernen wird ihm für seine Karriere als Geschäftsmann sehr von Nutzen sein.

tradesman
business executive
ein raffgieriger Geschäftsmann
a rapacious businessman