English - Turkish
Definition of gefüttert in English Turkish dictionary
- fed
- {f} besle
Onlar bir siyah ve bir beyaz köpeği beslediler.
-They fed a black and a white dog.
Henüz köpeği besledin mi?
-Have you fed the dog yet?
- lined
- {s} buruşuk
- fed
- beslenmiş
- lined
- çizilmiş
- lined
- çizili
- lined
- kaplanmış
- lined
- kaplamalı
- fed
- bıkkın
- lined
- {f} çiz
- fed
- f., bak. feed
- fed
- (Ticaret) abd'nin merkez bankası
- fed on
- beslenen
- fed
- feed sağla/beslen/besle
- fed
- federal ajan
- fed
- federasyon
Bosna-Hersek Federasyonu on tane kantondan oluşur.
-The Federation Bosnia-Herzegovina consists of ten cantons.
Carlos Queiroz, Portekiz Futbol Federasyonu tarafından kovuldu.
-Carlos Queiroz was fired by the Portuguese Football Federation.
- fed
- federe devlet
- lined
- {s} dolgun
- lined
- {s} çizgili
- lined
- {s} kaplı
Caddeler eski mağazalarla kaplı.
-The streets are lined with old shops.
Bu tropik adanın palmiye ağaçları ile kaplı güzel beyaz kumlu plajları var.
-This tropical island has beautiful white sand beaches lined with palm trees.
- lined
- (sıfat) astarlı, çizgili, buruşuk, kaplı, dolgun
Related Terms
German - English
Definition of gefüttert in German English dictionary
- lined
- fed
- fed on
- er/sie hat/hatte gefüttert
- he/she has/had fed
- gut gefüttert (Tier)
- plump