Equality is guaranteed by the Constitution.
- Eşitlik anayasa tarafından garantiye alınmıştır.
Their company guarantee is for thirty days.
- Onların şirket garantisi otuz gündür.
Mary's washing machine broke down a week after the warranty had run out.
- Mary'nin çamaşır makinesi, garantinin bitmesinden bir hafta sonra bozuldu.
This car has a good warranty.
- Bu arabanın iyi bir garantisi var.
The warranty for my TV is expired.
- Televizyonumun garanti süresi bitti.
Mary's washing machine broke down a week after the warranty had run out.
- Mary'nin çamaşır makinesi, garantinin bitmesinden bir hafta sonra bozuldu.
He guaranteed his slaves' freedom.
- O, kölelerinin özgürlüğünü garantiledi.
The manufacturer guaranteed the new machine for 5 years.
- Üretici yeni makineye 5 yıl garanti verdi.
A firewall guarantees your security on the internet.
- Güvenlik duvarı, internette güvenliğinizi garanti eder.
There are no guarantees in life.
- Hayatta hiçbir şeyin garantisi yoktur.