She must have seen better days.
- O daha iyi günler görmüş olmalı.
Tom must have seen Mary when he visited Boston.
- Tom Boston'u ziyaret ettiğinde Mary'yi görmüş olmalı.
I saw John at the library.
- Kütüphanede John'u gördüm.
I saw my Twitter account suspended after a while.
- Bir müddet sonra Twitter hesabımın askıya alındığını gördüm.
The roof was damaged by the storm.
- Çatı fırtınadan zarar görmüştü.
I tried to repair his damaged prestige.
- Zarar görmüş itibarını tamir etmeye çalıştım.
Love is seeing her in your dreams.
- Aşk onu rüyalarında görmektir.
Seeing that she was not excited at the news, she must have known it.
- O, habere heyecanlanmadığına göre, onu önceden biliyor olmalı.
Love is seeing her in your dreams.
- Aşk onu rüyalarında görmektir.
I'm happy to see you.
- Seni gördüğüme mutluyum.
I have not seen him lately.
- Son zamanlarda onu görmedim
I turned off the TV because I had seen the movie before.
- Filmi daha önce gördüğüm için televizyonu kapattım.
Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
- Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
Their view of life may appear strange.
- Onları hayat görüşü acayip görünebilir.
He happened to catch sight of a rare butterfly.
- Tesadüfen nadir bir kelebeği gördü.
The sight of fresh lobster gave me an appetite.
- Taze ıstakozun görünüşü iştahımı açtı.
He fell in love with her at first sight.
- İlk görüşte ona âşık oldu.
Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
- Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.