gölle

listen to the pronunciation of gölle
Turkish - English

Definition of gölle in Turkish English dictionary

göl
lake

We've walked all around the lake. - Biz gölün etrafında yürüdük.

In Japan, there is no lake bigger than Lake Biwa. - Japonya'da, Biwa gölünden daha büyük bir göl yoktur.

göl
pond

There are a lot of fish in the pond. - Gölde çok sayıda balık var.

The pond is 3 meters deep. - Gölet üç metre derinliğindedir.

göl
{i} mere
göl
lacustrine
göl
loch
göl
lough
Göl
(Tıp) lacus
göl
tarn
göllemek
to turn (a place) into a pond or lake
göllemek
turn a place into a pond
Turkish - Turkish
Bulgur yapmak için kaynatılan buğday
Göl
istel
göl
Yapay su birikintisi
göl
Büyük tarla
göl
Oluşması genellikle tektonik, volkanik vb. olaylara bağlı olan, toprakla çevrili, derin ve geniş, tuzlu veya tuzsuz durgun su örtüsü
göl
Oluşması genellikle tektonik, volkanik vb. olaylara bağlı olan, toprakla çevrili, derin ve geniş, tuzlu veya tuzsuz durgun su örtüsü: "Gölün üstünde güneşin doğuşuna batışına, aylı gecelere doyum olmuyordu."- N. Cumalı
göllemek
Göl durumuna getirmek