Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.
 - Tom gave his daughter a stuffed bunny.
Mary favori doldurulmuş hayvanı olmadan uyuyamayacağını söylüyor.
 - Mary says that she can't fall asleep without her favorite stuffed animal.
Çocuk ağzına kek doldurdu.
 - The boy stuffed cake into his mouth.
Ken'in dükkanındaki kocaman içi doldurulmuş ayıyı almak istedim ama satılık değildi.
 - I wanted to buy the huge stuffed bear at Ken's store, but it was not for sale.
Bu ilaç tıkalı burun için harikalar yaratacaktır.
 - This medicine will do wonders for a stuffed nose.
Tom'un tıkalı bir burnu var.
 - Tom has a stuffed-up nose.
Ken'in dükkanındaki kocaman içi doldurulmuş ayıyı almak istedim ama satılık değildi.
 - I wanted to buy the huge stuffed bear at Ken's store, but it was not for sale.
Burnum gerçekten tıkanmış, bu yüzden mutfaktan gelen herhangi bir şeyin kokusunu alamıyorum.
 - My nose is really stuffed, so I can't smell anything coming from the kitchen.