Otobüs çok kalabalıktı.
 - The bus was very crowded.
Tren o kadar kalabalıktı ki ben bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda kaldım.
 - The train was so crowded that I had to keep standing all the way.
Kalabalık caddede sıradan bir toplantı yaptık.
 - We had a casual meeting on the crowded street.
Herkes harika dansçının etrafına toplandı.
 - Everyone crowded around the fantastic dancer.
Hangi otoyola karar verirsen ver, arabalarla ve kamyonlarla dolu olacaktır.
 - Whichever highway you decide on, it will be crowded with cars and trucks.
Oda mobilya ile doluydu.
 - The room was crowded with furniture.