Kilise, kenti yukarıdan gören tepe üzerindedir.
 - The church is on the hill overlooking the city.
Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.
 - The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
Tom şapkasını gözlerinin üzerine aşağıya indirdi.
 - Tom pulled his cap down over his eyes.
Gösteri neredeyse bitmişti.
 - The performance was almost over.
1920 yazına doğru Kızıl Panik bitmişti.
 - By the summer of 1920, the Red Scare was over.
Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üzerine atlar.
 - The quick brown fox jumps over the lazy dog.
Helen'in forumu bir veya iki fırın eldiveni kullanılıp kullanılmayacağı üzerine uzlaşmaz bir bölünme yaşadı.
 - Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts.
Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
 - I'm the type who likes to think things over very carefully.
Bayan Klein 80 yaşın üzerinde, ama hâlâ çok aktif.
 - Mrs Klein is over 80, but she's still very active.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
 - Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
Tom şimdi baştan başa sözleşmeyi okuyor.
 - Tom is reading over the contract right now.
300'ü geçkin insan tutuklandı.
 - Over 300 people were arrested.
I'll bring over a pizza.