Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

foreseeing, apprized before, watchful

listen to the pronunciation of foreseeing, apprized before, watchful
English - Turkish

Definition of foreseeing, apprized before, watchful in English Turkish dictionary

aware
{s} farkında

Hilenin farkında değildim. - I was not aware of the trick.

Gerçeğin farkındayım. - I'm aware of the fact.

aware
{s} haberdar

Neler olup bittiğinden daha fazla haberdar olmak zorundayız. - We have to be more aware of what's going on.

Zaten ondan haberdarız. - We're already well aware of it.

aware
{s} farkında olan

Az sonra Boston trenine binmek zorunda olacağının farkında olan Tom, peronda Meryem'e tutkuyla sarıldı. - Tom, aware that he would soon have to board the train to Boston, had passionately clung to Mary on the station platform.

aware
{s} tetikte
aware
agah
aware
{s} uyanık
aware
farkında olmak

Onun farkında olmak zorundayız. - We have to be aware of that.

aware
be awere of farkında olmak
aware
awareness farkında olama
aware
(Avrupa Birliği) (in Resolutions) farkında olarak
aware
farkına varmak
English - English
{a} aware
foreseeing, apprized before, watchful
Favorites