O, birincilik ödülünü kazanmakla övündü.
 - She boasted of having won the first prize.
Amatör şarkıcı eller aşağı yetenek yarışmasında birincilik ödülünü almıştır.
 - The amateur singer won first in the talent show hands down.
Tom her ayın ilk gününde kira öder.
 - Tom pays rent on the first day of every month.
Kiranı her zaman ayın ilk gününde ödemen gerekiyor.
 - You're supposed to always pay your rent on the first of the month.
Farzet ki işten atıldın, ilk olarak ne yaparsın?
 - Suppose you are fired, what will you do first?
Dachshund sosisleri ilk olarak New York'ta popüler oldu, özellikle beyzbol oyunlarında.
 - Dachshund sausages first became popular in New York, especially at baseball games.
Yunanların önde gelen tanrısı Zeus'u şereflendirmek için İsa'dan Önce 776'da ilk Olimpiyat oyunları Olimpos Dağının eteğinde düzenlendi.
 - In 776 B.C., the first Olympic Games were held at the foot of Mount Olympus to honor the Greeks' chief god, Zeus.
İlk başta, onların hepsi onun masum olduğuna ikna oldular.
 - At first, they were all convinced he was innocent.
En başta gitar çalamıyordum.
 - At first, I couldn't play the guitar.
Başlangıçta, çok hızlı konuştukları zaman insanları zorlukla anlardım.
 - At first, I had difficulty understanding people when they spoke too fast.
Başlangıçta hatalarım hakkında endişeliydim.
 - I was worried about my mistakes at first.