Misafirlerden bazılarının ziyafet salonundan ayrıldığını gördüm.
- I saw some of the guests leave the banquet room.
Ziyafete tüm hızıyla devam edildi.
- The banquet was in full swing.
Sizin için akşam yemeği pişireyim mi?
- Shall I cook dinner for you?
Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
- Mother is busy cooking the dinner.
Tom, akşam yemeği için ne yemek istersin?
- Tom, what would you like to have for dinner?
İş yapılır yapılmaz, genellikle beş buçuk civarında, akşam yemeği yemek için eve gelirim.
- Once the work is done, usually around half past five, I come home to have dinner.