Search
Translation
Games
Programs
Sign up
Log In
Settings
Blog
About Us
Contact us
Account
Log In
Sign up
Settings
English
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
ç
ı
ğ
ö
ş
ü
â
Online English Turkish and Multilingual Dictionary 20+ million words and idioms.
fesât
Turkish - English
Definition of
fesât
in Turkish English dictionary
sinister
malice
jaundiced
agitator
disturbance, disorder; mischief, sedition, treachery, intrigue; mischievous, factious
low-minded
mischief
depravity
poisonous
(one) who stirs up trouble, mischief-making
always suspicious of others' motives, distrustful
corruption
disturbance, disorder, trouble
plot
intrigue
(Kanun)
conspiracy
corrupt
mischievous
(Kanun)
complot
trickery
abuse
low minded
disturbance
Related Terms
fesat başı
chief troublemaker
fesat karıştırmak
to stir up trouble
fesat karıştırmak/çıkarmak/kaynatmak
to cause trouble, set people against each other
fesat kumkuması
a great mischief-maker
fesat kumkuması
mischief-maker
fesat kurmak
to conspire, plot
fesat kutusu
mischief-maker
fesat ocağı/yuvası
den of mischief
fesat sokmak
make mischief
fesat tohumu
seeds of intrigue
fesat ve nefret yayan kimse
hatemonger
fesat çıkarmak
foment
fesat çıkarmak
conspire
fesat çıkarmak
plot mischief
fesat çıkarmak
to conspire, to plot mischief
ihaleye fesat karıştırmak
Rig a bid
fitne ve fesat birliği
confederacy
hile ve fesat karıştırmak
(Kanun)
use fraud or trickery
Turkish - Turkish
Definition of
fesât
in Turkish Turkish dictionary
Hile
(Osmanlı Dönemi)
bozuk ve fenâlık, karışıklık, haddi aşıp zulmetmek
Karıştırıcı, ara bozucu (kimse)
Herhangi bir konuda iyimser olmayan, kötü yorumlayan
Herhangi bir konuda iyimser olmayan, kötü yorumlayan (kimse)
Karışıklık, kargaşalık, ara bozuculuk
Karışıklık, kargaşalık, ara bozuculuk: "Birçokları kahveleri fesat yatağı saymayı sürdürürler."- S. Birsel
Bozukluk
Karıştırıcı, ara bozucu
Related Terms
fesat kumkuması
Fesat kaynağı, ortaklığı karıştırmayı huy edinmiş, kötülük peşinde koşan kimse
ASKERİ FESAT
(Hukuk)
Birden çok askeri kişinin amir ve üste karşı itaatsizlik, saldırmak vb. amaçlarla biraraya gelmeleri
fesât
Hyphenation
fesâ·t
Resimler
Google Resimler
Bing Resimler
History
fesât
pigeons plumage
jdn. angehen (um etwas)
macht unsicher
honest profits
he couldn't organise a piss-up in a brew..
the grand tour
More...
Clear
Favorites
More...
Clear