There are many benefits to being beautiful.
 - Güzel olmanın bir sürü faydası vardır.
Nowadays we are apt to forget the benefits of nature.
 - Bugünlerde doğanın faydalarını unutmaya meyilliyiz.
She often takes advantage of his ignorance.
 - O, sık sık onun cehaletinden faydalanır.
She took advantage of his kindness.
 - O, kibarlığından faydalandı.
A wise person profits by his mistakes.
 - Akıllı bir kişi hatalarından faydalanır.
Smoking is not good for the health.
 - Sigara içmek sağlık için faydalı değildir.
To compensate for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than was good for him.
 - Hastanedeki tatsız deneyimleri telafi etmek için, Tom onun için faydalı olandan biraz daha fazla içti.
It is no use asking for her help.
 - Onun yardımını istemenin faydası yok.
I found that the machine was of no use.
 - Ben makinenin faydası olmadığını anladım.
He availed himself of the 'off-and-on' holidays to visit his native country.
 - Doğduğu ülkeyi ziyaret etmek için ara sıra tatillerden faydalandı.
Ill-gotten gains never benefit anyone.
 - Haksız kazançların kimseye faydası olmaz.