Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.
- Only a few people showed up on time.
Tom'un vaktinde geleceğinden şüphem yok.
- I don't doubt that Tom will arrive on time.
Oyun tam zamanında başladı.
- The play began exactly on time.
Tom tam zamanında geldi.
- Tom arrived precisely on time.
Uçağın tarifeli uçuş saati nedir?
- What's the flight's scheduled arrival time?
Tom sonraki hafta Boston'a gelmek için zamanlandı.
- Tom is scheduled to come to Boston next week.
Son zamanlarda, ona maaş çekini zamanında vermiyorlar.
- Recently, they have not been giving her her paycheck on time.
Onların zamanında geleceğine inanabilirsin.
- You can rely on their coming on time.
Sonuçta istasyona koştum ve bir şekilde tam vaktinde oraya ulaştım.
- In the end I ran to the station, and somehow got there on time.
Senin uçağının saat kaçta kalkması planlanmıştır.
- What time is your plane scheduled to leave?
Eğitim oturumunun 16:00'da başlaması planlandı.
- The training session is scheduled to begin at 4 p.m.
Toplantı zaten planlanmıştı.
- The meeting has already been scheduled.
Planlanmış başka bir toplantım var.
- I have another meeting scheduled.
The train arrived on schedule.
- Der Zug kam fahrplanmäßig an.
Everything is on schedule.
- Alles verläuft fahrplanmäßig.