fahndung

listen to the pronunciation of fahndung
German - Turkish
Arama

Du muss eine Fahndung machen. Arama yapmak zorundasın.

[die] arama
English - Turkish

Definition of fahndung in English Turkish dictionary

search
araştırmak

İstihdamı araştırmak için Tokyo'ya geldi. - He came to Tokyo in search of employment.

Her odayı dikkatlice araştırmak için zamanımız yok. - We don't have time to search every room carefully.

search
aramak

Birçok insan altın aramak için Batıya yola çıktı. - Many men set out for the West in search of gold.

O, kayıp çocuğunu aramak için gitti. - She went in search of her lost child.

search
araştırma

Tom bütün akşamı ünlü kişlerin fotoğrafları için Web'i araştırmakla geçirdi. - Tom spent the whole evening searching the Web for photos of famous people.

O, hasta bebeği için doktor araştırmaya gitti. - She went in search of a doctor for her sick baby.

search
{f} 1. araştırmak, aramak: We are searching for an inexpensive apartment. Ucuz bir daire arıyoruz. They searched the house from top to bottom
search
(Askeri) ARAŞTIRMAK: Bir hava hedefinin yerini tespit etmek üzere, ışıldak ve radar huzmesini semada bir saha üzerinde ileri hareket ettirmek
search
{f} incelemek
search
gemide araştırma yapma
search
search out araştırıp öğrenmek
search
{f} sondalamak [tıp.]
search
dikkatle tetkik ve teftiş etmek
search
arama tarama yapmak
search
yoklamak
search
üstünü aramak
search
yoklama
search
bakma
manhunt
İnsan avı: Bir suçlunun peşine düşülüp, yakalanması için takip edilmesi
search
(fiil) araştırmak, aramak, üstünü aramak, yoklamak, incelemek, sondalamak [tıp.], gedik açmak (mermi)