She devoted herself to the volunteer activity.
 - O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.
Learning probably takes place in virtually every activity in which we take part.
 - Öğrenme muhtemelen hemen hemen katıldığımız her faaliyette yer alır.
The plan was put into operation.
 - Plan faaliyete geçirildi.
The first electronic computers went into operation in 1945.
 - İlk elektronik bilgisayarlar 1945 yılında faaliyete geçti.
This is your own doing.
 - Bu senin kendi faaliyetin.
We need to reorganize it in order to strengthen our business activities.
 - İş faaliyetlerimizi güçlendirmemiz için bunu yeniden organize etmeliyiz.
We need to reorganize it in order to strengthen our business activities.
 - İş faaliyetlerimizi güçlendirmemiz için bunu yeniden organize etmeliyiz.
Other factors of importance, which make litigation of large corporations more difficult, are the size and complexity of their activities.
 - Büyük şirketleri dava etmeyi zorlaştıran diğer önemli etkenler de faaliyetlerinin boyutları ve karmaşıklığıdır.