Leyla güzel bir şekilde giyindi.
 - Layla dressed nicely.
O çok güzel bir şekilde sorulan bir soru değil.
 - That's not a very nicely asked question.
Havanın güzel olup olmayacağını merak ediyorum.
 - I wonder if it will be nice.
Tarz güzel, ama farklı bir renginiz var mı?
 - The style is nice, but do you have it in a different color?
Kel olmakla ilgili güzel şeylerden biri, asla kötü bir saçlı bir gününün olmamasıdır.
 - One of the nice things about being bald is that you never have a bad hair day.
O çok kibardır. Başkalarının hakkında asla kötü konuşmaz.
 - He is very nice. He never speaks ill of others.
O, tatlı genç bir adam oldu.
 - He became a nice young man.
Leyla çok hoş tatlı bir kadındı.
 - Layla was a very nice sweet woman.
O, kibar genç bir adamla tanıştı.
 - He met a nice young man.
Çok kibarsın diye Willie yanıtladı.
 - That's very nice of you, Willie answered.
O gerçekten iyi bir kız.
 - She's a really nice girl.
Havanın o kadar iyi olması tesadüftür.
 - It is lucky that the weather should be so nice.
Hemşireler çok nazik.
 - The nurses are very nice.
Bana güzel bir hediye verdiğiniz için çok naziktiniz.
 - It was very kind of you to give me a nice gift.
Bunlar iki hoş resimdir.
 - These are two nice pictures.
Romada hoş bir zaman geçiriyoruz.
 - We are having a nice time in Rome.