Havalar nasıl olursa olsun, yeterki sizin havanız güneşli olsun.
- Wie das Wetter auch sein mag, möge euer Wetter sonnig sein.
Sizin pazartesiniz nasıl başlıyor?
- Wie beginnt euer Montag?
Ben dün sizin babanıza rastladım.
- I bumped into your dad yesterday.
Ben dün sizin babanıza rastladım.
- I ran into your father yesterday.
Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
- I really look forward to your visit in the near future.
Bugün senin öğle yemeğin için parayı ben ödeyeceğim.
- I'll pay the money for your lunch today.
I want to know more about your country.
- Ich will mehr über euer Land wissen.
Who is your favorite author?
- Wer ist euer Lieblingsschriftsteller?
Not Your Average Travel Guide.
Is this your cat?.