esmerler

listen to the pronunciation of esmerler
Turkish - Turkish

Definition of esmerler in Turkish Turkish dictionary

ESMER
(Osmanlı Dönemi) Siyaha, karaya çalan kumral renk
Esmer
kişmiri
Esmer
yağız
Esmer
kara
esmer
Kurşunî renk
esmer
Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan (kimse), yağız
esmer
Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan kimse, yağız: "Üzülüyor, ama üzüntüsü, kızının esmer güzeli olmasına..."- S. F. Abasıyanık
esmer
Siyaha çalan buğday rengi
esmer
Kurşuni renk: "Sazlı köyü ayaklandığı zaman gökyüzü daha esmerdi."- T. Buğra
Kurdish - Turkish

Definition of esmerler in Kurdish Turkish dictionary

esmer
esmer
Turkish - English

Definition of esmerler in Turkish English dictionary

esmer
brunette

He met a pretty brunette at the evening party. - Akşam partisinde güzel bir esmerle tanıştı.

She was a bubbly twenty-year-old brunette. - O yirmi yaşında şen şakrak bir esmerdi.

esmer
ebony
esmer
swarthy

A stocky man with a swarthy complexion snatched Mary's handbag and disappeared into the crowd. - Esmer tenli tıknaz bir adam Mary'nin el çantasını kaptı ve kalabalığa doğru ortadan kayboldu.

I can't understand how she can be so fair when her brother is swarthy. - Erkek kardeşi esmer olduğunda onun nasıl bu kadar sarışın olduğunu anlayamıyorum.

esmer
darkskinned
esmer
dark-skinned
esmer
brown

She was very brown after her holiday. - O, tatilinden sonra çok esmerdi.

Tom eats a lot of brown rice. - Tom çok fazla esmer pirinç yer.

esmer
tan
esmer
dusky
esmer
blackie
esmer
{s} tawny
esmer
dun
esmer
{s} swart

I can't understand how she can be so fair when her brother is swarthy. - Erkek kardeşi esmer olduğunda onun nasıl bu kadar sarışın olduğunu anlayamıyorum.

A stocky man with a swarthy complexion snatched Mary's handbag and disappeared into the crowd. - Esmer tenli tıknaz bir adam Mary'nin el çantasını kaptı ve kalabalığa doğru ortadan kayboldu.

esmer
dark colored
esmer
subfuse
esmer
blacky
esmer
brunet

He met a pretty brunette at the evening party. - Akşam partisinde güzel bir esmerle tanıştı.

Do you prefer blondes or brunettes? - Sarışınları mı yoksa esmerleri mi tercih edersin.

esmer
dark

Tom is dark and handsome. - Tom esmer ve yakışıklıdır.

He's tall, dark, and handsome. - O, uzun boylu, esmer ve yakışıklı.

esmer
darkskinned, swarthy; brunette
esmer
dark, swarthy
esmer
dark, brown