Üzgünüm, onu yapamam.
- Es tut mir leid, das kann ich nicht machen.
Üzgünüm ama ben bu projeye karşıyım.
- Es tut mir leid, aber ich bin gegen dieses Projekt.
Üzgünüm, mantıların tümü bitti.
- I'm sorry, we're all out of manti.
Geç kaldığım için üzgünüm.
- I'm sorry I'm so late.
Affedersiniz, onu tekrar söyler misiniz?
- I'm sorry, could you say that again?
Affedersiniz fakat söylediğinizi anlamadım.
- I'm sorry, but I didn't catch what you said.
Ben, sizi bu kadar uzun beklettiğim için üzgünüm.
- I am sorry to have kept you waiting so long.
Seni rahatsız ettiğim için üzgünüm.
- I am sorry to trouble you.
I'm sorry. I take back my words.
- Es tut mir leid. Ich nehme zurück, was ich gesagt habe.
I'm sorry, I can't stay long.
- Es tut mir leid, ich kann nicht lange bleiben.