Definition of equipped, especially with a weapon in English Turkish dictionary
- armed
- {s} ateşli
- armed
- {s} zırhlı
- armed
- silahlı
Bu Birleşmiş Milletler kararı İsrail'in silahlı güçlerinin son çatışmalarda işgal edilen bölgelerden çekilmesini istemektedir.
-This United Nations resolution calls for the withdrawal of Israel armed forces from territories occupied in the recent conflict.
Silahlı hava korsanları yolcuları dehşete düşürdü.
-The armed hijackers terrified the passengers.
- armed
- {f} silahlandır
Onlar silahlarla silahlandırıldı.
-They're armed with guns.
Onlar kendilerini silahlarla silahlandırdılar.
-They armed themselves with rifles.
- armed
- {s} silâhlı
Bu Birleşmiş Milletler kararı İsrail'in silahlı güçlerinin son çatışmalarda işgal edilen bölgelerden çekilmesini istemektedir.
-This United Nations resolution calls for the withdrawal of Israel armed forces from territories occupied in the recent conflict.
Silahlı kuvvetler bütün bölgeyi ele geçirmede başarılıydı.
-The armed forces succeeded in occupying the entire territory.
- armed
- armed forces silahlı kuvvetler
Related Terms
Definition of equipped, especially with a weapon in English English dictionary
- armed