Self-confidence is the principal element of any great endeavor.
 - Bir büyük girişimin ana elemanı kendine güvendir.
We'll have the element of surprise on our side.
 - Bizim tarafımızda sürpriz elemanımız olacak.
It's getting harder to find qualified employees.
 - Nitelikli eleman bulmak zorlaşıyor.
Tom is the best employee we've ever had.
 - Tom şimdiye kadar sahip olduğumuz en iyi eleman.
Sami needed to hire more staff.
 - Sami'nin daha fazla eleman işe alması gerekiyordu.
Reputations are volatile. Loyalties are fickle. Management teams are increasingly disconnected from their staff.
 - Şöhretler gelip geçici. Sadakatler değişken. Yönetim ekipleri gittikçe elemanlarından daha kopuk.
He is an office worker.
 - O bir büro elemanıdır.
I'm a salesman for our company.
 - Ben şirketimiz için bir satış elemanıyım.
Tom started out as a salesman.
 - Tom satış elemanı olarak başladı.
Is there any sales and promotion staff who can help us here?.
Currently, my sister is working as a saleswoman in the supermarket.
 - Kız kardeşim şu anda bir satış elemanı olarak süpermarkette çalışıyor.
She applied for a job as a saleswoman.
 - Bir satış elemanı olarak bir iş başvurusu yaptı.
I made out a check for $25 and handed it to the salesperson.
 - 25 dolarlık bir çek düzenledim ve onu satış elemanına verdim.
The salesperson persuaded her to buy the dress.
 - Satış elemanı elbiseyi alması için onu ikna etti.