He said each meeting should begin with a prayer.
- Her toplantının bir dua ile başlaması gerektiğini söyledi.
A prayer was said over his body.
- Onun bedenine dua edildi.
We are all praying for Japan.
- Hepimiz Japonya için dua ediyoruz.
Tom always prays before eating.
- Tom her zaman yemekten önce dua eder.