dolas

listen to the pronunciation of dolas
Turkish - English

Definition of dolas in Turkish English dictionary

dolaş
circulate

This magazine circulates widely. - Bu dergi yaygın olarak dolaşır.

A rumor circulated through the city. - Şehirde bir söylenti dolaşıyordu.

dolaş
got about
dolaş
cruise along
dolaş
{f} stroll

Let's stroll around the bazaar! - Çarşının etrafında dolaşalım.

I was strolling down the avenue. - Sokakta dolaşıyordum.

dolaş
take trips
dolaş
divagate
dolaş
get about
dolaş
{f} cruise

Tom cruised down Park Street in his new sports car. - Tom yeni spor arabasıyla Park Caddesinde dolaştı.

ek dolaş olmak
colloq . to bother, pester
sarmaş dolaş
1. locked in a close embrace. 2. on very friendly terms with each other
sarmaş dolaş
in a close embrace
sarmaş dolaş kuzu dolması olmak
to become firm friends, become inseparable friends
sarmaş dolaş olma
necking
sarmaş dolaş olmak
1. to be locked in a close embrace. 2. to become firm friends, become inseparable friends
sarmaş dolaş olmak
neck
sarmaş dolaş olmak
embrace
sarmaş dolaş olmak
to be locked in a close embrace
sarmaş dolaş öpüşmek
snog
Turkish - Turkish

Definition of dolas in Turkish Turkish dictionary

dolaş
bakınız: sarmaş dolaş
sarmaş dolaş
Birbirine sarılıp kucaklaşmış bir durumda