I can speak Esperanto as if it's my mother tongue.
 - Esperanto'yu ana dilim gibi konuşabiliyorum.
Italian is my mother tongue.
 - İtalyanca benim ana dilimdir.
It isn't a surprise that English is the world's most spoken language.
 - Hiç şüphe yok ki İngilizce dünyada en çok konuşulan dildir.
It's difficult to learn a foreign language.
 - Yabancı dil öğrenmek zordur.
Music is a common speech for humanity.
 - Müzik insanlık için ortak bir dildir.
I'm almost speechless.
 - Ben neredeyse dilsizim.
You should avoid adding sentences in a language other than your own, because unless you write in your mother tongue or dialect, you are prone to make many mistakes.
 - Kendi dilinden başka bir dilde cümleler eklemekten kaçınmalısın, çünkü ana dilinde ya da lehçende yazmadıkça birçok hata yapmaya eğilimlisin.
Teochew is a dialect of Min Nan.
 - Teochew dili, Min Nan'ın bir şivesidir.
The pitaya's common English name of dragon fruit reflects its vernacular name in many Asian languages.
 - Pitaya'nın ortak İngilizce adı dragon fruit birçok Asya dillerinde onun argo adını yansıtmaktadır.
A language is a key to the heart of millions.
 - Bir dil milyonların anahtarıdır.
The key to the so-called mastery of any language is bringing the words and grammar to life through context.
 - Sözde herhangi bir dilin hakimiyetinin anahtarı, kelimeleri ve dilbilgisini bağlama yoluyla hayata geçirmektir.
Why do you want Esperanto to become a lingua franca while you continue to communicate in English?
 - Neden İngilizce dilinde iletişim kurmaya devam ederken Esperanto'nun bir lingua franca olmasını istiyorsun?
In spite of the language difficulty, we soon became friends.
 - Dil zorluğuna rağmen biz kısa sürede arkadaş olduk.
In spite of my diet, I couldn't help taking a slice of chocolate cake.
 - Diyetime rağmen, bir dilim çikolatalı kek almaktan kendimi alamadım.