Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

deepness, a deep piece, highth, skill

listen to the pronunciation of deepness, a deep piece, highth, skill
English - Turkish

Definition of deepness, a deep piece, highth, skill in English Turkish dictionary

depth
{i} derinlik

Bence Dünya'nın derinliklerinde daha fazla altın olmalı. - I think there must be much gold in the depths of the Earth.

Korkarım benim derinlik algım çok zayıf. - I'm afraid my depth perception is very poor.

depth
derinliği

O ailesi için sevgisinin derinliğini gösteriyor. - That shows the depth of his love for his family.

Bu dramada bir şey eksik.O gerçek derinliği olmayan basit ikaz edici bir masal. - This drama is missing something. All it is is a simple cautionary tale with no real depth.

depth
depth charge su altındaki herhangi bir hedefe özellikle denizaltılara atılan patlayıcı madde
depth
öz nüve depths of degradation
depth
{i} ahlâk azlığı
depth
depth of winter kışın ortası
depth
karakış
depth
kep
depth
{i} dip
depth
{i} derin yer
depth
{i} yoğunluk
depth
umman
depth
(Askeri) DERİNLİK: Bir düzlem, nokta veya cismin bir deniz göl veya nehir yüzeyi altındaki düşey mesafesi
depth
{i} bilinçaltı
depth
{i} en derin nokta
depth
depths denizin derinlikleri
depth
rezalet
English - English
{n} depth